Uzungöl'de Yeşilin 50 Tonu
Sık ormanları, paytak paytak gezen ördekleri, tazecik alabalıklarıyla Uzungöl, yaylacıların aradığı her şeyi sunuyor. Sıkıldın mı çık git, gölün etrafını gez, zirveye tırman bir de yukarıdan göz gezdir, huzurla dol, yeşile doy, şehrine dön. Mis gibi :)
İlk önerimiz sabah erkenden kalkıp doğa yürüyüşü yapman. Uykuna kıydığına değer, söz. Biraz yorulup, karnından da gurultular gelmeye başladığında doğal bir yayla kahvaltısı yap. Göl kenarında leziz bir kahvaltı seni bekliyor!
10 dakika içinde havası değişip sana sürpriz yapabilir. Sis olağan bir şey Uzungöl’de, şaşırma :) Hava açıkken ayrı, kapalıyken ayrı güzel etraf. Yeşilin tonları her an değişiyor, bir baktığın yere tekrar dönünce bambaşka bir manzarayla karşılaşıyorsun. Yaşayan bir yeryüzü cenneti adeta! Bir de bahar yağmuruna denk gelirsen senden şanslısı yok. Hafif yağmur eşliğinde hayran hayran izleyebilirsin yukarılardan, yağmur bulutları pamuk gibi serilir ayağının altına, sonra bulutların açılışına, gölün kendini belli edişine bakarsın ve etraf giderek sessizleşir. Toprak kokusu sarar etrafı, her şeyi unutur etrafı seyredersin sadece.
Gözün yeşilden yeşile geçer hızla, gördüğün her şey güzel, hava mis, muhteşem bir doğa. Sırada alabalık var! Alabalık üretim çiftlikleriyle meşhur Uzungöl. Bu ün gerçekten kazanılmayı hak etmiş diyorsun yediğinde. Bol oksijen de sanki iyice acıktırıyor insanı :)
Karadeniz’in neresinde olursan ol mutlaka tatman gereken şeylerden biri de “kuymak” bizce. Samsun’dan Artvin’e, Ordu’dan Trabzon’a her yerde farklı farklı yöntemlerle de yapılıyor ve her biri diğerinden leziz. Uzungöl’ü sisli yakaladığın bir anda kuymakla taçlandırabilirsin o anı. Off, ağız sulandırıyor!
1-2 gün yeter gibi duruyor Uzungöl’ü görmek için. Ama yeşilin tonlarına, mis gibi çam kokularına veya tadı damağında kalan lezzetlere doyamadıysan uzatmak senin elinde… Yeter ki keşfe başla!
<< GERİ