Şehirde Kalıp Farkına Varmama Rehberi
Şair, Ankara’nın en çok İstanbul’a dönüşlerini sevse de, devir biraz değişmiş olacak ki; biz de şimdilerde İstanbul’un en çok minik kaçışlarını seviyoruz. Nüfus giderek arttıkça, çevre kirliliği dört yanımızı sardıkça; İstanbul sanki üzerimize üzerimize geliyor, değil mi? Ama kabul edelim; bir yandan da kopamıyoruz bu dünya güzelinden. Tam da bu yüzden, “şehirde kalıp şehrin yorgunluğundan uzaklaşmak” için, ilginç mekanlar arayıp duruyoruz. Biz bulduklarımızı sizlerle paylaşalım, siz de sonra bizimle paylaşırsınız. Sizin için derlediğimiz, şehirde olmanıza rağmen farkına varmamanızı sağlayacak huzurlu yerler listesini arkadaşlarınızla da paylaşmayı unutmayın!
1.ADALAR
Hangi birinden başlayalım ki? Köşkleriyle gözümüzü alan, Adalar cemiyetinin en büyüğü olan Büyükada ile mi? Faytonların cirit attığı Heybeliada mı, yoksa huzur abidesi Burgazada ve Kınalıada ile mi? Adalar, son yıllarda turistlerden de bolca rağbet görüyor. Bostancı, Kadıköy, Eminönü ve İstanbul’un birçok noktasından motor ve vapurla gidebileceğiniz bu doğa ve tarih harikaları, sizi şehirden uzaklaştıracak. Kafanız bol miktarda rahatlayacak! Eğer İstanbul’dan kaçamıyor ama biraz dinlenmeye ihtiyaç duyuyorsanız; Adalar’ı mutlaka keşfedin deriz. Pişman olmayacaksınız!
(Bir kere araç trafiği yok, daha ne diyelim :)
2.BALAT
Eminönü’nün biraz ilerisinde bulunan bu tarihi semt, son yıllarda hızla gelişti. Eskinin yorgun binalarının yerini, restore olmuş rengarenk ahşap yapılar, şirin mi şirin kafeler, cıvıl cıvıl sokaklar aldı. Eğer İstanbul’un bu gizli kalmış tarihi semtini keşfetmek istiyorsanız, hazır havalar da güzelleşmişken acele edin deriz! Zira tek duyan siz değilsiniz Balat, artık turistlerin listesinde de ilk sıralarda yer alıyor.
3.CADDEBOSTAN SAHİLİ
Bağdat Caddesi’nin lüks mağazalar ve türlü türlü insanla dolu dünyasından sadece on dakika yürüyüşle, bambaşka bir dünyaya adım atabilirsiniz. Orada sizi çimenlerde yayılmış gençler, gitar çalanlar, dans edenler, koşturan çocuklar, portatif sandalye ve masasını açıp kitabını gazetesini okuyan çiftler ve daha niceleri karşılayacak. Caddebostan Sahili, özellikle yaz aylarında Anadolu Yakası’nda oturanların gözdesi. Nemli yaz gecelerinde, bu serin yerde oturup dinlenmekten daha güzel ne olabilir ki?
4. PINARLI KÖYÜ
İstanbul’dan bir saat kadar uzaklaşabilmeyi göze alıyorsanız (ki bir yakadan diğerine geçmek bile zaten en az bu kadar sürüyor), size şiddetle Pınarlı Köyü’nü öneriyoruz. Şile’nin yakınlarında bulunan bu şirin ve henüz keşfedilmemiş olan köy, benzersiz bir koya ve mavi ile yeşilin her tonuna sahip. Pınarlı Köyü’ndeki Sardala Koyu’na bir gidin, kayalıkların dibinde, buz gibi suda şöyle bir yürüyüş yapın, mavinin tonlarını bir sayın; ondan sonra tekrar konuşalım.
5. YALIKÖY
İstanbul’a yaklaşık bir saat uzaklıkta olan Yalıköy, eski bir Rum balıkçı köyü. İnzivaya çekilmek isteyenler için bire bir. Bu arada Yalıköy’de suyun klor seviyesi sıfır. Evet, yanlış duymadınız 0. Bu yüzden hazır köye gitmişken, yanınıza biraz su almayı unutmayın! Şehirde bolca lazım olacak.
6. AYDOS TEPESİ
İstanbul’un en yüksek noktasında bambaşka bir doğa harikası olduğunu biliyor muydunuz? Aydos Tepesi, adını Roma ve Bizans döneminden alan, Sultanbeyli ilçesinde bulunan benzersiz bir yer. Aydos’tan gün batımını izleyebilir ya da yerinizde duramayanlardansanız, koşu parkurunda ter atabilirsiniz.
İstanbul, dünyanın en güzel şehirlerinden olsa da; kimi zaman insanı yorabiliyor. Eğer şehirde kalıp, çok uzaklaşmadan biraz kafa dinlemek, gürültüden kaçmak istiyorsanız; önerilerimize kulak verin deriz. Arada şarj olmak herkesin hakkı! Köyünden sahiline, nice dinlendirici mekan sizi bekliyor. Belki birinde karşılaşırız, kim bilir…
<< GERİ