Griler, siyahlar, kahverengiler sardı etrafımızı. Sonbaharın tüm tonlarını, hafif rüzgarlı havasını, soğuğunu, yağmurunu sevdik yine de. Bu dönemde insanların ikiye ayrıldığını fark ettik. Bazıları yaz bitti diye üzülüp kışı korkarak bekleyenler, bir kısmı ise dönem dönem şikayet etse de serin havanın keyfini sürenler. Biz kendimizi üçüncü grup olarak görüyoruz… Her mevsimden ve her mevsimin getirdiği farklı güzelliklerden ilham alıyor, giden mevsimleri sevgiyle gönderip, gelenleri sevgiyle karşılıyoruz.

Sonbaharda keşfedilecek güzellikleri görenler olarak sizi de yağmura başka bakmaya davet ediyoruz!

Yazın hafif esintileri, turkuaz tonlu denizleri, tuz kokulu sahilleri, sıcacık günbatımları geride kaldı. Yeşil yapraklar doğanın tüm tonlarında renk değiştirmeye başladı ve sonbahar serin sabahlarda kendini iyice hissettiriyor artık. O kadar harika ki aslında! Gözlerimizin önünde değişen, dönüşen ve yenilenen bir güzellik var. Doğa baştan aşağı hayran olunacak şeylerle dolu.

Ayağımızı basamadığımız o sıcak kumlar şimdi iyice koyulaşan deniz ya da yazın hasret kaldığımız yağmurlar tarafından ıslanıyor şimdilerde. Çıplak ayak yürüyüş yapmanın mevsimi geldi. Gölgesinde limonata içtiğimiz ağaçlardan düşen yapraklar tam üzerine basıp “çıtırt” sesini duyarak yürümelik. Serin günlerde kumu değil de çıtırtıları takip etmek de tam sonbahar planı :)

Peki ya yağmur? Günün farklı saatlerinde sürpriz yapıp bulutlardan çıkarak gelen misafir, doğanın mucizesi,  gökkuşaklarının annesi yağmur… Şikayetleri bir kenara bırakıp üzerine düşününce, korkmadan şemsiyenin altından elini uzatıp tanelerini sevince o kadar güzel ki.

Hadi ilk yağan yağmurda sokağa çıkın, yazın tüm renklerini yanınıza alın ama sonbaharı sevgiyle kucaklarken yağmura da başka bakın!