DİMES

EN

DİMES GO Kayısı Rotası- Amasra– Küre Dağları – Ilıca Şelalesi – Valla Kanyonu

DİMES GO Kayısı Rotası- Amasra– Küre Dağları – Ilıca Şelalesi – Valla Kanyonu
PAYLAŞ

DİMES GO’nun yeni kayısı rotasıyla keşfe başlamaya hazır mısın?

İlk durağımız doğal güzelliklerin tarihi eserlerle harmanlandığı iki koylu, beş tepeli Amasra yarımadası. Yeşili ve mavisiyle doğaya, tarihi kalıntılarıyla da kültüre doyabileceğin Batı Karadeniz’in en güzel beldelerinden birinde, fazla dozda huzur almaya hazır ol. :)

Tarih boyunca birçok medeniyete başkentlik yapan Amasra küçük bir yüz ölçüme sahip olduğu için her yeni gelen medeniyet, bir öncekine ait yapıları yıkarak kendi yerleşim alanlarını kurmuş. Tarihi neredeyse üç bin yıl öncesine dayanan bu güzel beldenin sokaklarında kaybolup tarihin izlerinin peşine düşmeye ne dersin? Tarihi gezine Roma döneminde inşa edilmiş olan Amasra Kalesi’nden başlayabilir, kale surlarında hala yer alan figür ve ikonalarının fotoğrafını çekebilir ve kalenin dört bir yanından mükemmel Amasra manzarasını izleyebilirsin. Ahşap işçiliğinin en güzel örneklerini göreceğin ve el işçiliği açısından zengin olan tezgahlarda kendini kaybedeceğin Çekiciler Çarşısı’na gitmeyi ise unutma! Peki ya, doğanın tüm güzelliklerine sahip bu beldede göz kamaştırıcı bir gün batımına kim hayır der? Deniz fenerinin de bulunduğu Boztepe’de manzaranın tadını çıkar – hele mevsimlerden baharsa, susamların oluşturduğu capcanlı görüntüyü kaçırma. :)

Ölmeden önce görülmesi gerekenler listesine bir tik atmak isteyenler için sıradaki durağımız Bartın Çayı’ndan Kızılırmak’a kadar uzanan Küre Dağları! Karstik yapısıyla, eski mimari yapısını korumuş köy evleriyle, mağara ve kanyonlarıyla eko turizm açısından büyük önem taşıyan Küre Dağları, aynı zamanda biyolojik çeşitliliği sayesinde birçok bitki ve hayvana ev sahipliği yapmakta. 

Koruma altına alınması gereken birçok bitki çeşidine ev sahipliği yapan Küre Dağları, Milli Park statüsünü de kazanmış.  Orman, kanyonlar ve şelale derken bu eşsiz güzellikten gözünü alamayacağına eminiz, çünkü her yol farklı bir güzelliğe çıkıyor. Bir taraf zengin bitki örtüsüyken birden karşına şelale çıkabiliyor. Eh bize fazla oksijenin tadını bool boool çıkarmak düşüyor. 

Bu kadar doğayla iç içeyken Ilıca Şelalesi’ni görmemek olmaz. Yeşille mavinin kucaklaştığı bu doğa harikasını yürüyerek ya da ATV ile gezebilirsin. Yaklaşık 15 metre yükseklikten dökülen şelale, döküldüğü yerde berrak bir gölet oluşturuyor. Sakın ha mayonu unutma, bu serinlik kaçmaz! Biraz serinledikten sonra, oksijenden guruldayan karınları doyurmanın tam da zamanı. Bu şelale manzarasında pikniğe ne dersin? 

Rotamızın son durağı ise Valla Kanyonu. Dünyanın en derin ikinci kanyonu seçilen bu kanyon , yüksek kayalık uçurumlara sahip. Yapısı sebebiyle birçok doğa sporuna elverişli, ancak rafting için izin almak şart.  Kanyonu geçebilen kişi sayısı çok az, ama zirveye yapılan seyir noktasına ise  herkes çıkabiliyor. Doğa fotoğrafçılarının uğrak noktası olan bu kanyon için aslında çok da profesyonel olmaya gerek yok, manzara tek başına konuşuyor. Seyir noktasında, durup Karadeniz’in nefes kesen manzarasına bakarken nasıl rahatladığına, akşam çektiğin fotoğraflara baktığında ise çıkan sonuçlara sen de şaşıracaksın.

Aslında bunlar daha hiçbir şey. Çok daha fazlasını yolda göreceksin. Haydi sen de durma, DİMES GO ile keşfe başla!  


<< GERİ
PAYLAŞ